19 Eylül 2019 Perşembe

Okul Günlükleri 1~





Liseden mezun olmamın üzerinden beş sene geçtikten sonra ve birkaç denemenin ardından, sonunda, yeniden okullu oldum! (Beynimde mini mini birler...)

 -febris yolda-

İşi gücü bırakıp, tekrar ediyorum, sonunda, deli cesaretimi toplayıp geldim yeni memleketime. Geçen sene tatile geldiğim bu minik memlekette artık bir yurdum, bir okulum var. Geliş hikayemse şöyle;
Doğduğum yerden kalkıp, bir buçuk metre boyumla iki orta boy valizimi, sırt çantamı, bilgisayar çantamı aldım ve çıktım yollara. Başta zaten yolda olduğumdan ağırlığını hissetmedim tabi fakat indiğim yerde fark ettim ki, ben kaslı bir insan değilim. Hele bir de yurdu bulmaya çalışırken  şehrin diğer tarafındaki yanlış yurda gidince hayatımdan iki saat eksildiği gibi, kas ağrımı da iki gün çektim. Ama bana söylenmemişti, duyurulmamıştı nereden bileyim ben.

2 Ağustos 2019 Cuma

Haritam*

Şu hayatta uyumaktan daha çok sevdiğim bir şeyin olduğunu keşfettim, o da gezmek. Yolculuk yapmaya bayılıyorum. Bu harita benim yol haritam. İçinden geçtiğim değil de, gerçekten gezebildiğim, zaman geçirebildiğim yerleri ekledim.


20 Temmuz 2019 Cumartesi

Neler İzledim? *-*



Hala karar veremediğim bir konu var. Ve bundan kaçıyorum.. Kafamı kuma gömüp bir sonuca varmasını beklediğim bu dönemde o kum; diziler, filmler, kitaplar ve uyku. Şimdi izlediklerimden birkaçını anlatacağım.




27 Haziran 2019 Perşembe

Dinliyorum ~1

Naber?
Ben aslında baya yoğğum. (bk. yokum) Çok fazla düşünmem gereken zamanlarda beynim vücudumu kontrolü bırakıyor. Dolayısıyla vücut irtifa kaybediyor. Elimi ayağımı kaldırmaya, baya baya yaşamaya, hareket etmeye mecalim kalmıyor. Şu aralar tam o noktadayım. Belirsizlikten nefret ediyor ve aynı zamanda bir şeyleri kendi başıma, başkalarına danışmadan yapmaya çabalıyorum. Kendi kararımı vermeye. Düşüşümün ya da yükselişimin kararına kimseyi bulaştırmamaya. Ve bol bol müzik dinleyip, kitap okuyup, film, dizi izleyerek beynimi düşünmesi gereken şeylerden uzaklaştırmaya çabalıyorum.
Bu ruh haliyle son zamanlarda ne dinliyorum, paylaşmaya geldim.

Bohemian Rhapsody'yi izledim geçenlerde. Ve Queen dinlemeden geçen yıllarıma üzüldüm. Gerçi birkaç şarkısını önceden de dinliyordum ama, hiç böyle keyifli dinlememişim. Filmde geçen konser sahnesinin orijinalini de açıp açıp dinliyor ve izliyorum.


25 Haziran 2019 Salı

Atuan Mezarları (Yerdeniz 2) ~ Kitap Yorumu



"Atuan mezarları'nın konusu tek kelimeyle söylemek gerekirse cinselliktir. Kitapta bir sürü simge var, tabii ki yazarken bunları bilinçli bir şekilde çözümlemedim; bu simgelerin hepsi cinsel simgeler olarak okunabilir. Daha açık söylemek gerekirse kitabı bir kadının büyümesi olarak okuyabilirsiniz. Temalar, doğum, yeniden doğum, yıkım ve özgürlük."




Kendime verdiğim sözü tuttum, yihhu!
Yakın zamanda kitaplığıma beş kitap eklendi. Bunlardan biri Yerdeniz Büyücüsünü yorumladığım bu yazıda, "Kitap zihnimde taptazeyken ikincisini alıp mutlaka okuyacağım," dediğim Atuan Mezarları oldu.
Yeniden, yihhu.

5 Mayıs 2019 Pazar

5.5 Pazar ~ 2019

Selam. Bir pazarın daha sonuna geldik. Neyin sonu gelmiyor ki diye yankılanan zihnimi susturabilirsem bir iki kelam edip gideceğim.

Bugün dışarı çıktım. Bir aydır sıkıldıkça gidip kitap okuduğum, çok sevdiğim kafeye gittim yeniden. Her gidişimde olduğu gibi o süslü latteyi istedim. Ama yanındaki kurabiyeyi hiç tam yiyemiyorum, fazla çikolatalı, ağır. Yine de kahvesi hoşuma gidiyor. Açtım kitabımı, her zaman yaptığım gibi kulaklığımı da takıp müziğimi ayarladım. İlk yarım saat oturdum okudum.

2 Mayıs 2019 Perşembe

Niyet Defteri ~ Kitap Yorumu


 Sözler, seçimleri ifade eder, seçimlerse kadere dönüşür. Kaderse bir çemberdir. İçine hapsolduğun bir çember... Ne var ki sözlerle inşa ettiğin çemberi yine sözle kırabilmen mümkün...
Nasıl mı?
Yeni sözlerle, yeni bir gelecek tasarlayarak...
İşte bu kitap, bir geleceği tasarlama kitabı... Hem de sözlerle. Çünkü sözler tılsımlıdır.
Eski seni, yeni sözlerinle dönüştürmeye başlayacaksın.
Geçmişini bırakmaya hazır mısın?
Eski sen ile vedalaşabilecek misin?
Yeni seni ne kadar seveceksin?
Tasarladığın gelecek ile hayalindeki gelecek aynı mı?
Hadi aç sayfaları...
Bu kitap geleceğinin pusulası...

Sayfa Sayısı : 312
İlk Baskı Yılı : 2018
Dil : Türkçe



Bir kitabın daha sonuna geldim. Nisan ayı benim için okuma konusunda verimli geçti demiştim. Bu kitaba aslında martta, kitabı ilk aldığım anda başladım. Ve bitirmek de iki mayısa nasip oldu.

Normalde kişisel gelişimle pek arası olmayan bir insanım. Birkaç sebebi var. İlk okuduğum kişisel gelişim kitabını beğenmemiştim. Basit gelmişti ve insanı aptal yerine koyuyor hissi vermişti. Ve uzun süre ikinci bir kitaba şans vermemiştim. Bir de bana göre insan kendi istemediği sürece hiçbir şey ona yardım da edemez, onu değiştiremez. Bu yüzden çoğu kişisel gelişim kitabı bana gereksiz içi şişirilmiş geliyor. Ama her kitap aynı değil, bu da kesin.

25 Nisan 2019 Perşembe

Çavdar Tarlasında Çocuklar ~ Kitap Yorumu

Pek çok insanın hakkında konuştuğum için üzgünüm. Bildiğim tek şey; size anlattığım herkesi biraz özlüyorum. Bizim Stradlater'ı ve Ackley'i bile, sözgelimi. Sanırım o lanet Maurice'i bile özlüyorum. Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.
Çavdar Tarlasında Çocuklar, Salinger'ın tek romanı. Ergenlik çağının içinde, yetişkin dünyanın düzenine karşı isyankar bir çocuğun, bir Noel öncesi başına gelenler... Bu sürecin bir psikiyatri kliniğinde noktalanışı. Holden Caulfield'in masumiyet arayışının iç burkucu romanı. Belki de Salinger'ın.
1993'te Franny ve Zoey ile Dokuz Öykü adlı kitaplarını yayımladığımız Salinger, 1963'ten bu yana yeni bir yapıt yayımlamamasına ve neredeyse efsane haline gelmiş bir gizlilik içinde yaşamasına karşın, dünya edebiyat gündemindeki yerini hep koruyor.
 (Tanıtım Bülteninden)
 Sayfa Sayısı : 200
İlk Baskı Yılı : 2006
Dil : Türkçe

Delicesine okumaya başlayan kızdan selamlar. 

Uzun zamandır bu kadar kitap okumuyordum. Gerçekten. Yaklaşık üç senedir senelik hedeflerini asla tamamlayamayan ben, bu seneki Goodreads'te senelik hedefime 25 yazdım ve onu bile bitirebileceğimi sanmıyordum. Üç yıl kadar süren bu okuyamama durumum daha seneler sürer bu gidişle diyordum. Ama şu sıralar deli gibi okuyorum. Zihnim açık, fazlasıyla mutluyum. 

14 Nisan 2019 Pazar

Meleğin Düşüşü ~Kitap Yorumu

Kıyamet melekleri yeryüzüne inip tüm dünyayı yakıp yıktığından bu yana altı hafta geçti. Gündüzleri sokak çeteleri hüküm sürüyor, geceleri korkunun ta kendisi. Bir gün savaşçı melekler küçük bir kızı kaçırdılar, tekerlekli sandalyeye mahkum, aç biilaç halde, ufacık bir kızı. Kızın ablası, Penryn, kardeşini kurtarmak için elinden geleni ardına koymayacak. Buna, aslında düşmanı olan bir melekle bir anlaşma yapmak dahil olsa bile. Raff e, kanatları kesilmiş, gücünü yitirmiş bir melek. Binlerce yıl savaştıktan sonra şimdi hayatı, gencecik bir kızın ellerinde. Penryn ve Raff e, korkunun ve tuhaf yaratıkların hüküm sürdüğü bir dünyada bir başlarınalar, hayatta kalmak için de birbirlerine ihtiyaçları var. Her şeye rağmen sağ kalıp düşman meleklerin inine gitmeliler. Penryn burada kardeşini bulmayı umut ediyor. Raffe ise binlerce yıllık düşmanlarına karşı tek başına savaşıp kanatlarını ve eski gücünü yeniden kazanmayı.
 (Tanıtım bülteninden)
İlk Baskı Yılı : 2012
Sayfa Sayısı : 316
Dil : Türkçe


24 Mart 2019 Pazar

Yerdeniz Büyücüsü ~ Kitap Yorumu

Selam. 

Son bir senedir pek bir şeyler okumuyordum. Hatta kayda değer bir şeyler yaptığım bile söylenemez. Ot gibi yaşamamak ve hayata tutunmak için kendimi silkelemek istiyorum. Bugün evde, koca bir koli anı kutusunu karıştırdım. Toplanmış taşlardan sinema biletlerine, yolculuk biletlerinden minik notlara kadar birçok anı yüzümde buruk bir gülümsemeye neden oldu. Anıları seviyorum. Bir şeylerin kalıcı olmasını seviyorum. Bu yüzden bu blog var sanırım. ^^ Şimdi de okuduklarımı paylaşmaya geldim. Bu mecraya bir şey olmazsa eğer ilerde yine dönüp dönüp bakar ve "Bu ne be, o gün böyle mi hissediyormuşum, küçükmüşüm" derim. Bir seneyi geçtim insanın kafa yapısını birkaç gün fark ettiriyor, değil mi? 


yerdeniz büyücüsü ile ilgili görsel sonucu

 "Sanırım Yerdeniz Büyücüsü'nün en çocuksu yanı konusu: Büyümek. Büyümek, benim yıllarımı alan bir süreç oldu; bu süreci otuzbir yışımda tamamladım -ne kadar tamamlanabilirse; o yüzden de çok önemsiyorum. Çoğu genç de önemser. Ne de olsa esas işleri budur: Büyümek."
(Tanıtım Bülteninden) - Ursula K. Le Guin -


10 Mart 2019 Pazar

Buraya yazarken, ki çoğunlukla yazamıyorum da, hani, yazmaya başlarken hep bir tedirginlik oluyor üzerimde. Güya Febris'in GÜNLÜĞÜ olacak adı. Eee, günlükse okunma kaygısının olmaması gerekmez mi? Küçüklükten beri defter tutarken bile okunur mu diye düşünüp içindekileri aktarmayan bir sürü tandığım var. Haklılar. Bilinme isteğinin yanında, birçok insan gizli kapaklı değil mi? Neyse. Madem buraya günlük diyorum. Bir şeyleri düzenlemeden ve aklımdan geçtiği gibi, olduğu kadar aktarabilmeliyim.

Asla saçlarım dökülmeyecekti benim. Hep genç kalacaktım. Öyle hissediyordum bir zamanlar. Şu an yetmiş yaşında değilim, saçsız da değilim. Ama öylesine yorgunum ki... Geleceği düşünmez oldum. 'Anı nasıl kurtarabilirim'in çaresini de bulamaz haldeyim. Tam toparlandım doğruldum derken yeniden olduğum yere oturuyorum. İlerleyemiyorum. Ve saçlarımın döküleceğini, yaşlanacağımı biliyorum. Öleceğimi de. Çok şükür. Büyüyorum hala. Büyümek zor.

İşimi sevmiyorum. Evimi sevmiyorum. Nasıl düzelteceğimi bilmediğim bir hayatım, nasıl toparlayacağımı bilmediğim bir ruhum var. Son üç senedir, "Seneye böyle olmayacak" diyorum ve bir sene sonra yine aynı buluyorum kendimi, her şeyi. Neyse.

İnşallah seneye böyle olmaz. Farklı olur.

10.3.19