AVATAR: THE LAST AIRBENDER
Bayram tatilinde, yakın bir arkadaşımın önerisiyle bir çizgi filmi izlemeye başladım. -Anime değil, çizgi filmmiş-
Son Hava Bükücü, Avatar. Ve artık en sevdiğim çizgi film Gumball değil. ^^
Aang, Appa, Zuko. Hepsi o kadar hoşuma gidiyorlar ki ağlamak istiyorum. Çok önce filmini izlemiştim, eh demiştim. Şimdi çizgi filmini izleyince, filmi bir daha indirip bir bakayım dedim. Bakmaz olaydım. Gerçekten filmi çok kötü. Ama çizgi filmi kesinlikle izlenmeli. Arkadaşlık, sevgi, insanlık, bol bol espri.. Her şey var. Bir de uçan bir bizon. Keşke benim de uçan bizonum olsa.
WHIPLASH
Whiplash benim en sevdiğim filmler arasına girdi bile. Birisi bir öneri isterse izle diyeceklerim arasına. Filmlerde müziği ve dansı hep çok seven bir insan olmuşumdur. -Müzikal sevmem, o ayrı konu.- Bu filmin içinde de bolca müzik, caz ve gerilim var. Gerilim türünde olmayan bir filmde bu kadar gerilebileceğimi söyleseler inanmazdım. İlk olarak kısa film olarak çekmiş yönetmen bu filmi. Belli bir miktarı kazanınca, kısa filmi çekme süresinden daha kısa sürede Whiplash'i çekiyor ve sonra da 2015'te birçok ödül alıyor. Oscar dahil.
PEAKY BLINDERS
WHEN MARNIE WAS THERE
Anime izledim daha önce. Saçma sapan bir diziydi, gerçekten leş gibiydi. Ama hiç filmini izlememiştim. Marnie Oradayken ise, gerçekten çok naif, çok güzeldi. Verdiği duyguyu geçtim, çizimler, renkler.. Hepsi o kadar güzeldi ki. Sonunda beni ağlatan tatlı bir dram filmiydi.
BOHEMIAN RHAPSODY
Bir önceki " Dinliyorum " yazımda Queen'den ve bu filmden bahsetmiştim. Başrolü, Rami Malek gerçekten iyi oyuncu. Bu sene Oscar da aldı.
MARRY QUEEN OF SCOTS
Aslında filmi çok sevdim diyemem ama Margot'u seviyorum.
AFTER LIFE
Bu listede en sevdiklerimden birisi sanırım After Life. Kısa bir dizi. O yüzden başta oturtamadım, çok hızlı ilerlediğini düşündüm ama son bölüme doğru git gide güzelleşti.
SORRY FOR YOUR LOSS Dizi Facebook Watch dizisi. Facebook'un dizi yaptığını bu dizi sayesinde öğrenmiştim. Bunu After Life'tan önce izledim. Zaten bu diziyi izledikten sonra onu merak ettim. Bu diziye göre, o daha kısa olduğundan daha yavan kalıyor. Bunu gerçekten çok, çok ama çok sevdim. Gözüm kapalı önerebileceğim bir dizi. Yavaş ama içe işliyor. Elizabeth Olsen'ı zaten çok seviyorum. Oyunculuğuna da bayılıyorum. Zihnim dizinin bölümlerini silince tekrar izlerim. Balık hafızalı olmanın tek güzel yanı diyebilirim.
SPIDERMAN: INTO THE SPIDERVERSE Uzun zamandır izlediğim en kaliteli animasyonlardan biriydi Spiderman'in animasyonu. Renkler, kurgu, tam anlamıyla bir film keyfi yaratan efektler.. Harikaydı.
THE UMBRELLA ACADEMY Birçok netflix dizisi var. Bu diziye neden başladım gerçekten bilmiyorum. Ama başlamış bulundum ve çok sıkılyordum. Öyle ahım şahım bir dizi değildi bana göre. Biraz absürt de geldi izlerken. İzleyenler mi abarttı yoksa zevkler ve renkler meselesi mi bilemedim ama, sonu güzeldi. Bir de iki karakterin oyunculuğu. Klaus ve Five. Finali de hoşuma gitmişti. Devamı da gelecekmiş dizinin. Ben ilk sezonu meraktan ve sıkıntıdan izledim. Yeni sezon gelirse muhtemelen izlemem. (Aşağıdaki ikiliyi de seviyordum gerçi.)
ROMANCE IS A BONUS BOOK Epeydir böyle naif bir kore dizisi izlememiştim. Karakterler desen ayrı güzel, konu desen ayrı güzel. Gerçekten göze batan, abartı gelen tek bir şey bile yok. Dizinin karakterleri de bir yayınevinde çalışıyor. İzledikten sonra iş ortamım resmen canımı yaktı. "Kişki minim ulsa," diyerek, gözlerim yaşlı izledim. Hayatın içinden de birçok şey var. Aile ilişkileri, iş ilişkileri, maddiyat, dostluk... Öyle işte. Kıskanıyorum..
-BONUS-
AT ETERNITY'S GATE Vincent Van Gogh'un son zamanlarını anlatan bir film. Sakin bir akışı var. Ben keyifle izledim. En sevdiğim türün biyografi ve dram olduğunu fark ettim. O yüzden zaten keyif almama ihtimalim yoktu. Daha önce ayrıntılı bir araştırma yapmamıştım Van Gogh hakkında. Hani yine çok ayrıntılı olmadı ama bir bakındım filmden sonra. Ölmeden önce tablolarının satılmadığını, ölümünden sonra kıymetlendiğini duymuştum. Filmde gördüm, sonra da okudum, gerçekten de öyleymiş. Dünya ne garip.
WHEN THEY SEE US Dikkat Çekiyorum blogundan "ŞU" yazıya denk gelmiştim geçenlerde. Zaten izleyecek bir şeyler bakınıyordum. Dizi dikkatimi çekti. Dizinin kısa olmasının verdiği cesaretle annemi de çağırdım yanıma, açtık ve izledik. Gerçekten söve söve, ağlaya ağlaya izlediğim bir diziydi. İnsanların hayatlarıyla ne kadar kolay oynuyorlar diye düşündüren, yaşanmış bir olay. Dizinin sonunda aklıma gelen şey şu oldu. Bu insanlar, geç de olsa görebildiklerimiz... Ya göremediklerimiz?
İşte böyle. İzledim, izledim ve izledim. Bir de televizyon izlemiyoruz olacak. Hadi oradan. Sanki bilgisayar ekranı beynimi eritmiyor. Yalan. Neyse. En azından bir çoğunun kaliteli olduğunu düşünüyorum. Görüşürüz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder