Karanlık Ateş ~Kitap Yorumu

Karanlıktan korkar mısınız?

Hiçbir şey göründüğü gibi değildir ve yeri geldiğinde insanlar gördüklerine de inanmamalıdır...
Güzel, akıllı ve normal biri olmak, görünürdekinin gerçeğini ortaya çıkarmaya yeter mi bilinmez ama MacKayla bu özelliklere sahip bir kadın olarak "gerçekler" için çaba sarf edecektir. Tek amacı, diğer tüm normal insanlar gibi mutlu ve sade bir hayatı varken kardeşinin öldürülmesi ile mantıklı bir açıklama getiremediği tuhaflıklara son vermekti. Anne ve babasına olan sadakatini çiğneyerek kardeşinin katilinin peşine düşen Mac, İrlanda'ya gider. Çıktığı yolculuk, onu hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı, iyi ile kötünün aynı derecede tehlike yarattığı karanlık bir dünyaya sürükler. Kısa süre içerisinde ise daha da büyük bir meydan okumayla karşı karşıya kalır: Sahip olduğundan haberdar bile olmadığı gücünü insanlık âleminin ötesindeki, tehlikeli Fae âlemini görebilme yeteneği kullanmayı öğrenir ve istenilenden çok daha uzun bir süre hayatta kalmayı başarır.
Her hareketi, geçmişi olmayan ve Mac'in hayal ettiği gelecekle alay eden bir erkek olan karanlık ve gizemli Jericho tarafından gölgelenir...


Sayfa Sayısı: 344Baskı Yılı: 2009Dili: TürkçeYayınevi: Epsilon Yayınları

Kitap, kesinlikle favori kitaplarım arasına girdi. Yorumlarken bu defa size sevmeme neden olan 5 ana faktörü sayacağım. ^^

1- Karakterler

Karakterlerin yeri kitapta benim için ayrıdır ve ben bu kitabın tüm karakterlerine bayıldım. 

Mac, sarışın, saçlarını çok seven, pembe düşkünü bir genç kız. Bu genç kızdan sinir bozucu, gıcık hareketler beklenir mi? Hani derler ya, ön yargı, ben bekledim. Ama kesinlikle öyle değildi. Mac resmen ön yargılarımı yıkmama neden oldu. En küçük bir hareketi bile batmadı gözüme, sanki gerçek hayattan bir karakter gibiydi benim için.

Barrons zaten... O saygınlığı, o mesafe, adam çekicilikten öte bir yerde duruyor. 

2- Son zamanlarda çoğu kitapta baş gösteren yılışık aşkların olmaması

Kitap boyunca bekledim ama olmadı. Vıcık vıcık aşkı sevdiğim söylenemez. Ben daha çok kavuşamayan aşıkları okumayı seviyorum. Hani bir karakterin sevip diğerinin farkında olmadığı ya da farkında olsa umursamadığı aşklar olabilir, ayrılmış, zihinlerini hafif nefret bürümüş aşıklar olabilir... İmkansız aşklar olabilir. Kesinlikle daha cazip geliyor bana. Ha bu kitapta olay kavuşmak ya da kavuşmamak değil, daha da güzeli. Genelde kitabın 25. - 30. sayfalarında karakterlerin aşkları baş gösterir. Bu kitap kesinlikle öyle değildi ve karakterler kadar etkili oldu sevmemde. Mükemmeldi. ^^

3- Kurgu

Her ne kadar o hayali dünyada verilmiş bazı isimleri sevmesem de -null gibi- kesinlikle mükemmel bir kurgu bence. İsimler de kesinlikle alışılabilir. Bu hayali dünya, hem fantastik olup hem gerçekçi olduğu için çok daha ilgi çekici.

4- Gizem

Tam spoiler verebileceğim bir nokta işte, bu yüzden dikkatli yazıyorum. *-*

Kitapta, beklenmedik bir nokta var, biraz güvensizlikle harmanlandığında çok ilgi çekici oluyor ve kitabı normal boyutlarda sevmiş olsaydım, devamını okumasam da olur deseydim sırf bu nokta yüzünden ikinci kitabı alıp okuyabilirdim, evvet. *-*

5- Diyaloglar

Ben özellikle Barrons'un konuşmasına bayıldığımı belirteyim. Mac'le olan konuşmaları değil sadece, genel olarak, gerçekten sırıtmamı engelleyemediğim diyaloglar var kitapta.

Kısaca kitap gerçekten ama gerçekten güzeldi. Ve seri bu kitapta olduğu gibi devam ederse eğer, kesinlikle favori serilerimden biri olacak. Barrons'a bir şans verin. Okuyun, okumalısınız.. *-*